Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Anksiyete bozukluğu iş, okul, sosyal ilişkiler ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Doğru terapi, yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekirse farmakolojik destekle yüksek oranda tedavi edilebilir.
Anksiyete bozuklukları; yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, sosyal anksiyete ve özgül fobiler dâhil olmak üzere bir dizi klinik tabloyu kapsar. Normal kaygıdan farklı olarak, anksiyete bozuklukları sürekli, yoğun ve çoğu zaman tetikleyiciyle orantısız kaygı hisleriyle karakterizedir.
Anksiyete Belirtileri
Duygusal Belirtiler
- Sürekli kaygı / huzursuzluk
- Korku ya da panik hissi
- Beklenmedik yer ve zamanlarda yoğun endişe
Bilişsel Belirtiler
- “Felaketleştirme” ve olumsuz senaryolar üretme
- Konsantrasyon güçlüğü
- Kontrolü kaybetme korkusu
Fiziksel Belirtiler
- Çarpıntı, terleme, titreme
- Nefes darlığı, göğüs sıkışması
- Baş dönmesi, mide bulantısı
Davranışsal Belirtiler
- Kaçınma (kalabalık, topluluk önünde konuşma vb)
- Tetikleyicilerden uzak durmak için günlük hayatı kısıtlama
- Aşırı temkinli davranışlar
İlgili Psikoterapötik Yaklaşımlar
Anksiyeteyle Başa Çıkma Önerileri
Profesyonel tedavinizi desteklemek için günlük hayatınızda uygulayabileceğiniz stratejiler:
Bu öneriler tıbbi değerlendirme yerine geçmez. Şiddetli anksiyete veya panik atak yaşıyorsanız lütfen profesyonel yardım alın.
Anksiyete İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Hafif düzeyli kaygı zamanla azalabilir ancak klinik anksiyete genellikle profesyonel müdahale olmadan kronikleşir.
Normal stres duruma özgü ve geçicidir. Anksiyete bozukluğunda kaygı süreğendir, tetikleyiciyle orantısızdır ve günlük işlevselliği bozar.
Anksiyete bozukluğu psikoterapi, gerektiğinde ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi edilir. Bilişsel davranışçı terapi özellikle etkilidir ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yardımcı olur. Düzenli egzersiz, meditasyon, nefes teknikleri ve gevşeme egzersizleri destekleyici rol oynar. Kafein ve alkol tüketimini azaltmak, düzenli uyku almak da önemlidir. Tedavi süreci bireyseldir ve genellikle 3-6 ay içinde belirgin iyileşme görülür.
Anksiyete bozukluğu aşırı endişe, sürekli gerginlik, fiziksel belirtiler ve günlük yaşamda işlev bozukluğu ile kendini gösterir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, titreme, terleme ve kas gerginliği yaygın fiziksel belirtilerdir. Sürekli kötü bir şeylerin olacağını düşünmek, kontrol kaybı korkusu ve kaçınma davranışları da önemli işaretlerdir. Bu belirtiler en az altı ay boyunca devam ediyorsa ve günlük yaşamı etkiliyorsa profesyonel değerlendirme gereklidir.
Anksiyete bozukluğu genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaşam deneyimlerinin birleşimi sonucu gelişir. Aile geçmişi, travmatik deneyimler, kronik stres ve beyin kimyasındaki dengesizlikler etkili faktörlerdir. Çocukluk çağı travmaları, aşırı koruyucu aile yapısı veya büyük yaşam değişiklikleri tetikleyici olabilir. Kafein, alkol ve bazı ilaçlar da anksiyeteyi artırabilir. Kişilik özellikleri ve başa çıkma becerileri de gelişimde rol oynar.
Anksiyeteli kişilere sabırlı, anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşım sergilemek önemlidir. Korkularını küçümsemek yerine dinlemek, "sakinleş" gibi basit öneriler vermek yerine yanlarında olduğunuzu hissettirmek gerekir. Nefes egzersizlerinde eşlik etmek, profesyonel yardım almalarını desteklemek ve acele etmemek önemlidir. Onları anlamaya çalışmak ve yargılamadan yaklaşmak iyileşme sürecini destekler.
Evet, anksiyete bozukluğu sıklıkla baş dönmesi yapar. Bu durum, anksiyete sırasında solunum hızının artması, kas gerilimi ve kan basıncındaki değişikliklerden kaynaklanır. Özellikle panik atak durumlarında baş dönmesi yaygın bir belirtidir. Nefes teknikleri ve gevşeme egzersizleri bu belirtiyi azaltmaya yardımcı olur. Kalıcı baş dönmesi yaşıyorsanız mutlaka değerlendirme yaptırın.
Evet, anksiyete bozukluğu mide bulantısına neden olabilir. Stres hormonu olan kortizolün artması sindirim sistemini olumsuz etkiler ve bulantı hissine yol açar. Ayrıca anksiyete sırasında mide kaslarının gerginleşmesi de bu duruma katkıda bulunur. Bu fiziksel belirtiler anksiyete tedavi edildikçe azalır. Sürekli mide problemleri yaşıyorsanız hem psikolojik hem de tıbbi değerlendirme önemlidir.
Hayır, anksiyete bozukluğu kalıcı değildir ve tedavi edilebilir bir durumdur. Doğru tedavi yaklaşımı ile belirtiler önemli ölçüde azalır ve günlük yaşam kalitesi artar. Bilişsel davranışçı terapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile çoğu kişi normal yaşamına geri döner. Tedavi süreci sabır gerektirir ancak uzun vadeli iyileşme mümkündür.
Anksiyete bozukluğu stresli dönemlerde tekrarlayabilir, ancak bu durum tamamen kontrol edilebilir. Öğrenilen başa çıkma teknikleri ve terapi sürecinde kazanılan beceriler, tekrarları önlemede etkilidir. Düzenli terapi desteği, stres yönetimi ve erken müdahale ile nükslerin önüne geçilebilir. Önemli olan, ilk belirtilerde profesyonel destek almaktır.
Evet. Çevrim içi BDT ve EMDR protokolleri, yüz yüze seanslara benzer etkinlik göstermektedir.
Eskişehir'de psikoterapik destek almak için bendeniz Uzman Klinik Psikolog Ümit Özkan Yalçın'dan randevu alabilirsiniz.