Karar sonrası çelişki, özellikle özgürce yapılan seçimler sonrasında ortaya çıkar. Seçim anında alternatifler arasındaki çekicilik dengesi ne kadar yakınsa, karar verildikten sonra yaşanan bilişsel rahatsızlık o kadar güçlü olur. Bireyler bu rahatsızlığı azaltmak için iki temel strateji izler: seçtikleri seçeneğe ilişkin algıyı iyileştirmek (örneğin “Bu model gerçekten çok kullanışlı”) ve reddettiklerine ilişkin olumsuz algıyı artırmak (örneğin “Diğer model çok çabuk bozuluyor”). Bu tutum değişikliği, bilinçli olarak planlanabileceği gibi çoğu zaman otomatik, farkında olmadan gerçekleşir. Post-decision dissonance süreci, tüketici davranışından mesleki kararlara, sosyal seçimlerden gündelik tercihlere kadar geniş bir yelpazede gözlemlenmiştir.